Uyku sırasında solunumun durması, yüzeysel hale gelmesi ile tanımlanan uyku apnesi, uyku esnasında defalarca tekrarlayabilir. Sabah yorgun ve bitkin uyanma, dikkatsizlik gibi problemlere neden olan bu hastalığın tedavisi yapılmadığı sürece ölümcül tablolara dönüşmesi mümkündür.
Uyku apnesi; potansiyel anlamda yaşam tehlikesi oluşturabilecek, ciddiye alınması gereken bir hastalıktır. Horlamanın sebep olduğu en önemli hastalıklardan biridir ve uyku esnasında solunumun 10-20 saniye boyunca normal değerinin %20’den altına düşerek durması, yüzeysel hale gelmesi şeklinde ifade edilebilir. Önlem alınmadığı takdirde uyku apnesinin dikkatsizliğe yol açarak trafik kazası riskini artırdığı ve iş kazalarına neden olduğu biliniyor.
İki çeşit uyku apnesi vardır:
Merkezi uyku apnesi beyin tarafından nefes alıp vermeyi kontrol eden kaslara gönderilen sinyallerin başarısız olmasıyla oluşmaktadır. Merkezi uyku apnesi obstrüktif apneden daha az yaygındır.
Obstrüktif apne ise nefes alma çabalarının devam etmesine karşın havanın burun ve ağız içine akamadığında oluşmaktadır.
Uyku apnesi istemsiz solunum duraksamaları ile karakterizedir. Hasta saatte 20-30 apne atağı yaşayabilir. Uyku apnesi rahatsızlığında horlama yaygın olarak gözlenmektedir. Fakat horlama problemi olan herkes uyku apnesi problemine sahip değildir.
Apneik olaylar sırasında oksijen soluyamaz ve karbondioksiti dışarı atamazsınız. Bu nedenle karbondioksit düzeyi artarken kandaki oksijen seviyesi azalmaktadır. Oksijen seviyesinin azalması ile uyanan beyin, şiddetli horlama veya kısa nefesler ve yutkunma dürtüsü ile solunumu tekrar başlatmaya çalışır. Hastalık sahibi birçok kişi bu durumun farkında değildir ve uyandıklarında hatırlamazlar.
Uyku apnesi her yaşta ve cinsiyette insanın sahip olabileceği, düşünülenden çok daha yaygın bir rahatsızlıktır. Fakat uyku apnesi erkeklerde kadınlara göre 4 kat daha fazla görülmektedir. Kadınlık hormonlarının uyku apnesini engellediği gözlemlenmiştir.
Uyku apnesinin nedeni, yapısal ve çevresel faktörlere göre değişkenlik gösterebilir. Boğaz kaslarının gevşemesi sonucuyla hava yolunun kapanması, uyku apnesine sebep olan başlıca nedenlerden biridir. Geniz eti veya büyük bademcikler sonucu üst solunum yolunda oluşan darlık gibi yapısal bozukluklar da uyku apnesine sebep olmaktadır. Bunların dışında; fazla kilolu olmak, burun tıkanıklığı, tiroid bezlerinin yeterli düzeyde çalışmaması, kalp ve damar hastalıkları, hipertansiyon, alt çenenin geride olması, boynun kısa veya kalın olması gibi anatomik bozukluklar da uyku apnesi sebepleri arasında yer almaktadır.
Alkol, tütün ve ilaç kullanımı uyku apnesine yakalanma riskinizi artırmaktadır.
Uyku apnesi boğulma hissi ile karakterizedir. Derin uykunun sık kesilmesi, sabahları baş ağrısı, gündüzleri uykulu olma gibi problemlere neden olmaktadır. Hastalar genellikle ağız kuruluğu, dikkat dağınıklığı ve boğaz ağrısı gibi belirtiler de yaşayabilmektedir.
Uyku apnesi tanısı için gerçekleştirilecek test, hastalığın tespiti ve tedavisi için en önemli aşamalardan biridir. “Polisomnografi” diye adlandırılan uyku apnesi testi, hastanın tüm gece boyunca beyin aktivitesini ve solunumsal olaylarını kaydederek gerçekleştirilen bir testtir. Ortalama 4-7 saat süren uyku testinde; tansiyon, erekte olma, solunum durması ve uyku pozisyonları incelenmektedir. Yapılan değerlendirmeler sonucu hastada uyku apnesi olup olmadığı belirlenir. Uyku apnesi teşhisi konulan kişilere, sebeplerine bağlı olarak farklı tedavi yöntemleri uygulanır.
Uyku apnesi tedavisinde obezite, alkol ve tütün kullanımı gibi çevresel faktörler mevcutsa ilk olarak bu durumların aşılması gerekmektedir. Üst solunum yollarında belirgin darlıklar varsa cerrahi girişim yönünden Kulak Burun Boğaz uzmanları tarafından değerlendirilmelidir. Cerrahi yöntemler uyku apnesi teşhisi konan her hastaya uygulanamaz ve hastalığın tekrar etme olasılığı yüksektir.
Uyku apnesi cihazları da tedavide kullanılmaktadır. İleri derece uyku apnesi tedavisinde genellikle pozitif hava basıncı (CPAP) cihazları uygulanmaktadır. Tedaviye olan etkisine ve hasta tercihlerine göre değişen otomatik ayarlarda düzenleme yapan ya da sabit basınçlı cihazlar tercih edilerek hasta takibe alınmaktadır. Uyku apnesi makinesi olarak da adlandırılan CPAP cihazları hava yolunu devamlı açık tutacak şekilde hastaya basınçlı hava vermektedir. Uyku apnesi maskesi üst hava yollarının uyku esnasında açık kalmasını sağlayarak apneik olayları önlemektedir. Cihazların kullanımı ilk etapta hastaya rahatsız edici gözükse de sabah dinlenmiş ve uykusunu almış olarak uyanan hastalar cihazları kolaylıkla kabul etmektedir. CPAP cihazları sayesinde uyku apnesi sorunundan kurtulan hastaların uyku ve yaşam kaliteleri yeniden yükselmektedir.
Uyku apnesi seni öldürebilir mi? Sorusuna şu şekilde cevap verebiliriz; uyku apnesi bilincimizin kısmi olarak kapalı olduğu uyku sırasında solunumu durdurduğu için hastalar tarafından fark edilemez. Fakat aynı ortamda uyuyan kişiler tarafından fark edilebilmektedir. Uyku apnesi hastalarının birçoğu bu durumu önemsemez ya da farkına varamaz. Bunun sonucunda doktora gitmediği için zamanında tedavi edilmeyen bu hastalık kalp krizi, felç (inme), iktidarsızlık, alzheimer, yüksek tansiyon, kalp ritim bozukluğu, kanser, obezite, kalp büyümesi, mide hastalıkları (reflü vb.) ve diyabet gibi birçok ciddi hastalığa davetiye çıkartır. Uyurken farkında olmasanız bile uyku apnesi belirtilerini gözlemleyerek zamanında önlem alabilirsiniz.
Uyku apnesi belirtilerinizi gözlemlemek için buraya tıklayarak 7 Soruda Uyku Apnesi Testi’ni yapabilirsiniz.
Uyku apnesi cihazları hakkında detaylı bilgi almak için aşağıdaki formu doldurarak sizinle iletişime geçmemizi sağlayabilirsiniz.